..::Forum Adalet::..

GENEL İÇTİHAT PAYLAŞIMLARI => Yargıtay Kararları => Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları => Konuyu başlatan: Deniz034 - 12 Aralık 2016, 19:08:20

Başlık: Sulh hukuk mahkemesi tahliye ilamlarında da iik 276.maddesi uygulanır.
Gönderen: Deniz034 - 12 Aralık 2016, 19:08:20
Sulh hukuk mahkemesi tahliye ilamlarında da iik 276.maddesi uygulanır.
Özet:
Kira sözleşmesine dayalı Sulh Hukuk Mahkemesi tahliye ilamlarının infazında, İİK'nın 41.maddesi atfı ile   uygulanan  276.maddesinde, tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösterirse tahliye durdurulur.
Kanun No:2004   Madde No:276   Fıkra:Tüm
T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu

Esas No:2014/1414
Karar No:2015/1107

Şikayet kanun yoluna başvuru nedeniyle yapılan yargılama sonunda; Antalya 2.İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 15.05.2012 gün ve 2012/453 E., 2012/446  K. sayılı kararın incelenmesi şikayet eden vekili tarafından istenilmesi üzerine, karar önce Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 09.10.2012 gün ve 2012/7929 E.-2012/8889 K. sayılı ilamıyla onanmış; şikayet eden vekilinin karar düzeltme istemi üzerine bu kez Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 25.03.2013 gün ve 2012/15257 E.- 2013/4252 K. sayılı ilamı ile karar düzeltme istemi kabul edilerek;(...Takip dosyasına konu 09.05.2003 tarihli tahliye taahhüdüne dayalı olarak E. Sti aleyhine  16.09.2005 de takip başlatılmıştır. Alacaklı itiraz üzerine duran takibin devamı için Sulh Hukuk  Mahkemesin'de  itirazının kaldırılması ve tahliye talebinde  bulunmuştur. Mahkemece 23.12.2011 tarihli karar ile bu kiracının tahliyesine  hükmedilmiştir. İlamın icrası amacıyla aynı dosya üzerinde mecurun başına tahliye için  gidildiğinde, taşınmazda üçüncü kişi  C....Şti nin bulunduğu  ve yeri intifa hakkı sahibi S..- T... AŞ den  08.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesiyle kiraladığı bildirilmesine rağmen, İcra Müdürlüğü'nce yerin tahliyesi için  on günlük süre verilmiştir. Üçüncü kişi üstün hakkına dayanarak ve ilamın tarafı olmadığından aleyhindeki tahliye işleminin  iptali için şikayete gelmiş,  Mahkemece   kiracılık şahsi hakkına  dayanıldığı, ayni hakka dayanılmadığı ve ilamda davalı gözüken  Tl AŞ'den yeri kiraladığı,  İİK'nun 27.maddesinin  uygulanmasının  mümkün olmadığı gerekçeleriyle,  şikayetin  reddine karar verilmiştir.Kiracılık sözleşmesine dayalı Sulh Hukuk Mahkemesi tahliye ilamlarının infazında, İİK'nun 41.maddesi atfı ile   uygulama yeri bulan  276.maddesinde, tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösterirse tahliyenin durdurulacağı hükmünün düzenlendiği görülmektedir.  Somut olayda şikayetçi, S..- T... AŞ'nin  kiracısı olduğunu bildirerek  bayilik sözleşmesini  ibraz ettiği, yine icra dosyasına sunulan  02.04.2003 tarih ve 2489 sayılı Tapu Sicil Müdürlüğü'nde düzenlenen resmi senette ise;  taşınmaz maliki ve  ilam alacaklısı Nadir Yapar'ın taşınmaz üzerinde  akaryakıt servis  istasyonu ürünlerinin   satılması  yönünden  T.. AŞ'ye  onbeş yıl süreyle ''bizzat''  veya ''bilvasıta'' kullanmak üzere  intifa  hakkı tesis edildiği  anlaşılmaktadırBu durumda    şikayetçinin   S..- T... AŞ'den  bayilik sözleşmesiyle  08.06.2010 tarihinde  kiraladığı sözleşmeyle  taşınmazda  bulunduğu ve  taşınmazı  anılan madde kapsamında  haklı olarak işgal ettiği resmi senette  anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemiz'ce  onandığı  görülmekle,  şikayetçi vekilinin  karar düzeltme isteminin  kabulü gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Şikayet eden  vekili         

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, icra memuru işleminin şikayet yolu ile iptali istemine ilişkindir.Şikayet eden vekili, tapu kaydında T...AŞ 'nin 02.04.2003 tarihinden itibaren 15 yıl süre ile intifa hakkı şerhi bulunduğunu, şirketin S. ile birleşerek S..- T... AŞ ünvanını alan şirket ile 08.06.2010 tarihinde 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik ve 13.07.2010 tarihinde Otogaz Bayilik anlaşması olduğu ve 7822 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bu sözleşmelere dayalı olarak bulunduğunu, tapu kaydının aleniliğine güvenerek bayilik sözleşmesi imzaladığını, müvekkili aleyhine bir mahkeme kararı bulunmadığını belirterek Antalya İcra Müdürlüğü'nün 02.05.2012 tarihli tahliyeye ilişkin işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, şikayet edenin  kiracılığının şahsi hakkına  dayandığı ve tahliye ilamında davalı görünen T..  AŞ'den yeri kiraladığı, İİK'nın 27.maddesinin  uygulanmasının  mümkün olmadığı gerekçesiyle  şikayetin  reddine dair verilen karar, şikayet eden vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece önce onanmış, davacı şikayet eden vekilinin karar düzeltme istemi üzerine bu kez yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulmuş,  mahkemece, önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.Direnme kararını şikayet eden vekili temyiz etmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı tahliye kararının infazı sırasında taşınmazda işgalci bulunduğu tespit edilen ve tahliye kararının tarafı olmayan davacının işgalinin; haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı, varılacak sonuca göre tahliyesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Antalya 2.İcra Müdürlüğü'nün 2009/18657 sayılı icra dosyasında; 09.05.2003 tarihli tahliye taahhüdüne dayalı olarak E....Şti aleyhine  16.09.2005 tarihinde tahliye istemli takip başlatılmıştır. İtiraz üzerine duran takibin devamı için açılan tahliye istemli dava sonucu; Antalya 2.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 23.12.2011 gün ve 2010/930 E.-2011/1871 K. sayılı kararı ile davacı N. Y. tarafından 18.11.2005 tarihinde davalılar E.....Şti., dahili davalılar S..- T... AŞ  ve T. Petrol AŞ aleyhine  kiralananın tahliyesi istemli davada, 7822 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından davalıya kiralandığı, davacının daha sonra 3.şahsa intifa hakkını devrettiği, davalının 09.05.2005 tarihinde tahliye taahhüdünde bulunduğu ancak kiralananı tahliye etmediği, mülkiyetin davacıya ait olduğu ve kira sözleşmesinin davacı ve davalı arasında imzalandığı, taşınmazın tahliye edilmemesi üzerine 16.09.2005 tarihinde takip başlatıldığı, tahliye taahhüdünün geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, bozma üzerine verilen karar temyiz edilmeyerek 13.04.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

İlamın icrası amacıyla mecurun başına tahliye için  gidildiğinde, taşınmazda üçüncü kişi şikayetçi C... Şti.'nin bulunduğu görülmüş, şirket temsilcisi yeri intifa hakkı sahibi S..- T... AŞ'den 08.06.2010 tarihli bayilik sözleşmesiyle kiraladığını beyan etmiştir.

İcra Müdürlüğü'nce yerin tahliyesi için on günlük süre verilmesi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.

02.04.2003 tarihli ve 2489 numaralı Resmi Senet ile; 7822 ada 1 sayılı parseli teşkil eden 4024 m2 arsanın tamamı N. Y. adına kayıtlı iken malik tarafından taşınmazın tamamı üzerinde kurulu akaryakıt satış ve servis istasyonunda münhasıran T'tan satın alınacak petrol ürünlerinin satılmasını, başka şahıs ve şirketlere ait petrol ürünlerinin satılmamasını temin etmek ve T. Bayilik Sözleşmesinin şartı olarak;  Bayilik Sözleşmesi fesih ve infisah etse bile devam etmek üzere ve T. bu hakkını bizzat veya bilvasıta kullanmakta muhtar olmak kaydıyla 50.872.410.000 TL bedelle T. AŞ lehine 15 yıl süre ile  intifa hakkı tesis edildiği ve tesis bedelinin tamamının nakden ve tamamen alındığı ve lehine intifa hakkı tesis edilen T...AŞ 'nin intifa hakkı tesisini kabul ettiği ve  T... AŞ lehine intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Kira sözleşmesine dayalı Sulh Hukuk Mahkemesi tahliye ilamlarının infazında, İİK'nın 41.maddesi atfı ile   uygulanan  276.maddesinde, tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösterirse tahliye durdurulacaktır.

2004 sayılı İcre İflas Kanunu'nun "Kiralanan Taşınmazda Üçüncü Şahıs Bulunursa" başlıklı 276.maddesi; "Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremezse derhal tahliye olunur.Şu kadar ki, bu şahıs resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ibraz olunan mukavele tarihinden evvelki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla teeyyüt ederse memur, tahliyeyi tehirle üç gün içinde keyfiyeti icra mahkemesine bildirir.Merci, tarafları dinliyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin yedi gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu müddet içinde mahkemeye müracaat edilirse, davanın neticesine göre hareket olunur. 36 ncı madde hükümleri burada da uygulanır. Dava etmiyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır.Borçlunun nesep ve sebepten usul ve füruu, karı veya kocası, ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ve iş ortakları ile borçluya tebaan mecurda oturdukları anlaşılan diğer şahıslar, bu madde hükmünün tatbikında üçüncü şahıs sayılmazlar."hükmünü haizdir.

Anılan mevzuatın ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; şikayet eden tapuya 02.04.2003 tarihinde şerhedilen intifa hakkı sahibi S..- T... AŞ'nin bayilik sözleşmesi ile kiracısı olduğunu belirterek tahliyesine karar verilen ve ilamlı icraya konu taşınmazı haklı olarak işgal ettiğini ileri sürmüş ise de  28.01.2011 tarihinde intifa hakkının terkin edildiği ve davacı dışında bir şirket lehine kira şerhi bulunduğu dava konusu taşınmaz malikleri vekilinin karar düzeltme aşamasından sonra mahkemeye ibraz ettikleri tapu kaydından ve Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.12.2012 gün ve 2012/421-565 sayılı kararından anlaşılmaktadır.O halde Özel Dairenin bozma kararından sonra ibraz edilen belgelerde intifa hakkının terkin edildiğinin belirtilmesi karşısında  yerel mahkeme tarafından  İİK'nın 18/3.maddesi gereğince  duruşma açılıp anılan tapu kayıtları celbedilerek şikayet eden C...Şti'nin tahliyesi istenen taşınmazdaki işgalinin haklı olup olmadığı değerlendirilmeli ve varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında tahliye kararının kesinleşmesi nedeniyle direnme kararının onanması gerektiği dile getirilmiş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Direnme kararı yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile bozulmalıdır.

S O N U Ç : Şikayet eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçelerle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk  Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-şikayet eden vekilinin diğer temyiz isteminin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 27.03.2015  gününde oyçokluğu ile karar verildi.