BANKA HESABINA KONULAN HACİZİN İİK 106-110 MG .KALKMIYACAĞI

Başlatan Deniz034, 30 Ocak 2018, 21:28:47

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034

BANKA HESABINA KONULAN HACİZİN İİK 106-110 MG .KALKMIYACAĞI

Borçlunun üçüncü kişideki alacağı (bankadaki mevduatı), alacaklının haciz talebi üzerine, icra dairesi tarafından haczedi­lir. Fakat, borçlunun üçüncü kişideki alacağının (bankadaki mevduatının) haczedilebilmesi için, borçlunun hangi kişide (ban­kada) ne kadar alacağı (mevduatı) olduğunun bilinmesi gerekir. Bunun tespiti ise zordur. Bu konuda iki ihtimal hatıra gelebilir:

1) Borçlu mal beyanında bulunurken (m.74-75), bir ban­kada mev­du­atı olduğunu bildirmiş ise, yapılacak iş kolaydır. İcra müdürü, borçlunun o bankadaki mevduatının haczine karar verir ve bankaya birinci haciz ihbarnamesi gönderir. Borçlu mal beyanında bankadaki hesap numarasını da bil­dirmiş ise, haciz kararına ve ihbarnamesine hesap numarası da yazılır. Fakat, hesap numarasının yazılması haciz için bir geçerlik şartı değildir.

2) Borçlu mal beyanında bulunurken bankadaki mevduatını bildir­memiş veya hiç mal beyanında bulunmamış ise, o zaman alacaklının borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği banka­daki mevduat hacze­dilir. Banka sırrı (BK m.22 fıkra 7,8 ve 9) nedeniy­le, alacaklının, borçlunun hangi bankada ne kadar mevduatı bu­lunduğunu bilmesi güçtür. Bu nedenle, icra dairesi, alacaklının borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği (tahmin ettiği) bankadaki mevduatı (alacaklının talebi üzerine) haczeder. Borç­lunun o bankada gerçekten mevduatının bulunup bulun­madığı, ancak birinci haciz ihbarnamesinden sonra belli olacaktır.

Borçlunun üçüncü kişilerdeki (bankadaki) alacağı menkul hükmün­dedir (m.106, II). Bu nedenle, bankadaki mevduatın haczi taşınır haczi gibi yapılır. Ancak, bankadaki mevduat hak­kında haciz tutanağı düzen­lenmesi için mahalline (karş: m.102, I), yani bankaya gidil­mesine gerek yoktur. Haciz tutanağı ic­ra dairesinde düzenlenir.

Bankadaki mevduatın haczine ilişkin haciz tutanağının da haczi yapan memur, alacaklı ve borçlu tarafından imza edilme­si gerekir (Y. m.38, I son cümle). Ancak, borç­lu ban­kadaki mevduatının haczi için haciz tutanağı düzenlendiği sırada icra daire­sinde olmaya­cağından, bankadaki mevduatının haczedildiğinin borçluya bildi­ril­mesi gerekir. Bu bildiri ile, aynı za­manda borçluya, alacaklının muvafakati ve icra müdürünün mü­saadesi alınmaksızın haczedilen mevduat üzerinde tasarruf edeme­ye­ceği, hilâfına hareketin cezaî sorumluluğu gerektireceği (TCK m.276) ihtar edilmeli­dir (İİK m.86, I). Haciz, ancak alacağın ana, faiz ve masraflarına yetecek kadar bir miktar üzerine konulabileceğinden (İİK m.85, I), haciz tuta­nağında borç­lunun banka­daki mevduatının ancak bu miktar için haczedildiğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Böylece, borçlunun bankadaki mevduatının, alacak­lıya borçlu olduğu miktardan faz­lasının haczedilmesi önlenmiş olur.

Borçlunun belli bir bankada mevduatı olduğu ve bunun ala­caklının (faiz ve masraflar dahil) alacağını karşılamaya yeteceği kesin olarak bilinmiyorsa, o zaman, alacaklının talebi üzerine, ic­ra müdürü birden fazla bankadaki aynı miktar alacağın haczine karar verip, aynı alacak için birden fazla bankaya haciz ihbarna­mesi gön­dermelidir. Bunun üzerine birden fazla banka borçlunun kendilerinde is­tenilen kadar mevduatı olduğunu bildirirlerse, o zaman, icra müdürünün ilk cevap veren banka­daki mevduatın haczi ile yetinme­si ve diğer bankalardaki mevduat üzerine konulan haczi kaldırma­sı gerekir.

Borçlunun bankadaki mevduatının haczi için haciz tutanağı düzenlen­mesi (borçlunun bankadaki mevduatının haczine karar verilmesi) ile, borç­lunun bankadaki mevduatı haczedilmiş olur (haciz tekemmül eder). Bu­nun (yani haczin tekemmülü) için, bankaya birinci haciz ihbar­namesinin de gönderilmiş (tebliğ edilmiş) olması şart değildir. İİK m.88'in kenar başlığının üstündeki üst başlıkta da açıkça belirtil­diği gibi, bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi, bankadaki mev­duatın borçluya öden­mesini önleyen bir muha­faza tedbiridir.

Buna göre, kendisine bankadaki mevduatının haczedildiği bil­dirilen borçlu, ban­kaya birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden önce, banka­daki (hacizli) mev­du­atını çekerse, TCK m.276, II'ye göre cezalandırıl­malıdır. Bu halde, kendisine henüz haciz ihbar­namesi tebliğ edilmemiş olan bankaya bir sorumluluk düşmez; banka, birinci haciz ihbarnamesini alınca, yedi gün içinde, borç­lunun bankadaki mev­duatını daha önce çek­miş olduğunu bildir­mekle yetinir. Bu sakıncayı, yani borç­lunun daha önce bankada­ki mevduatını çekmesini önlemek için, bankadaki mev­duatının haczedildiğinin borçluya bildirilmesi için, haciz ihbarnamesinin ban­kaya tebliğ edilmesini beklemek uygun olur.

Birinci Haciz İhbarnamesi

Borçlunun üçüncü kişideki alacağını (misalde bankadaki mev­duatını) hac­zeden icra dairesi, üçüncü kişiye (bankaya) bir haciz ihbarnamesi gönderir; buna birinci haciz ihbarnamesi denir. Birinci haciz ihbarna­mesine şunlar yazılır (m.89, I, II, III, IV):

Haciz ihbarnamesini gönderen icra dairesinin adı (ve numa­rası) ile dosya numarası.

a) Bankanın (üçüncü kişinin) adı ve adresi: Haczedilen mevduat bankanın hangi şubesinde ise, haciz ihbarnamesine o şube­nin adı ve adresi yazı­lır. Banka genel müdürlüğü doğrudan doğ­ruya para işlemleri ile uğraşma­dığı (yani mevduat kabul etme­diği) için, banka genel müdür­lüğüne haciz ihbar­namesi gönderilemez. İİK m.89,VII'deki "merkez" terimini, bankanın merkez şu­besi şeklinde anlamak gerekir.

b) Alacaklının ve borçlunun kimliği ve adresleri de haciz ihbarnamesine yazılır.

c) Bankada haczedilen mevduatın (paranın) miktarının haciz ihbarnamesinde gösterilmesi gerekir. Başka bir deyimle, haciz ihbarnamesinde haczin neye (borçlunun bankadaki mevduatına, alacağına) taallûk ettiği ve ne kadarının haczedildiğinin yazılı ol­ması gerekir. Aksi halde, borcun yedi gün içinde itiraz etmeyen bankanın zimme­tinde sayılmasına im­kân yoktur.

d) Az önce de belirtildiği gibi, birinci haciz ihbarnamesinde takip alacak­lısının alacağının, faiz ve masrafları ile birlikte tuta­rının, (miktarının) gösterilmesi gerekir.

e) Birinci haciz ihbarnamesi ile, bankaya, bundan böyle (ala­cak tahsil edilinceye kadar) borçluya olan borcunu (borçlunun bankadaki mevduatının haciz konulan kısmını) yalnız icra daire­sine ödeyebileceği, borçluya yapıla­cak ödemenin geçerli olmayaca­ğı, aksi halde borcu icra dairesine tekrar öde­mek zorunda kalaca­ğı, borcu olmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğin­den önce borç ödenmiş veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, durumu birinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine ya­zılı veya sözlü olarak bildirmesi gerektiği, aksi halde borcun zim­metinde sayılarak borcu icra dairesine ödemek zorunda kalacağı ihtar olunur.

f) Birinci haciz ihbarnamesinde, İİK'nun 89. maddesinin 2,3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü kişiye (bankaya) bildiri­lir.

Takibin yapıldığı (ve üçüncü kişideki –bankadaki– alacağı haczeden) icra dairesi, bölgesi dışında oturan (Türkiye'nin her yerindeki) üçüncü kişilere (bankalara) haciz ihbarnamesini (pos­ta ile) kendisi gönderir; bunun için, icra dairesinin istinabe yoluna (m.79, II) baş­vurmasına gerek yoktur.

Birinci haciz ihbarnamesini alan bankanın, hemen kayıtlarını inceleyerek, borçlunun bankada böyle bir mevduatının olup ol­madığını araş­tırması gerekir.

Borçlunun bankada mevduatı olduğu tespit edilirse, banka, haczi hemen hesap kartonuna, dosya ve defterlerine şerh verir. Mevduatının haczedildiği taahhütlü bir mektupla borçluya (he­sap sahibine) bildirilir. Bundan başka, banka, borçlunun banka­da mevduatı bulunduğunu icra dairesine bildirir (bu ihtimal ilerde ayrıca incelenecektir).

Borçlunun bankada böyle bir mevduatı yoksa veya mevduatı haciz ihbarnamesinde bildirildiği kadar değilse, bankanın bu du­rumu yedi gün içinde icra dairesine bildirmesi (haciz ihbarname­sine itiraz etmesi) gerekir. Aksi halde, az sonra görüleceği gibi, banka, mevcut olmayan bu parayı icra dairesine ödemek zorunda kalabilir.

Banka, banka sırrı (BK m.22 fıkra 7, 8 ve 9) olduğu gerekçesiyle haciz ihbarnamesine cevap vermekten kaçınamaz. Çünkü, İİK'nun 367. maddesine göre, icra ve iflâs dairelerinin borçlunun mevcuduna dair isteyeceği bütün bilgiyi gerçek ve tüzel her ki­şi (özellikle bankalar) derhal vermeye ve talep halinde mevcudu bu dairelere teslime mecburdur.

Yukarda görüldüğü gibi, borçlunun bankada mevduatı yok­sa (veya mevduat haciz ihbarnamesinde bildirildiği kadar değil­se) bankanın yedi gün içinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz edip etmemesinin büyük önemi vardır: Banka, itiraz etmezse (mevcut olmayan) borç zimmetinde sayılır, iti­raz ederse birinci ha­ciz ihbarnamesi ile istenen parayı ödemek­ten kurtulur.

b) İkinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi

İcra dairesi, birinci haciz ihbarnamesine yedi gün içinde iti­raz etme­miş olan bankaya (üçün­cü kişiye), ikinci haciz ihbarnamesi gönderir (m.89, III c.2).

İkinci haciz ihbarnamesine, ilk önce, birinci haciz ihbarname­sindeki gibi, bankanın (üçüncü kişinin) adı ve adresi, alacak­lının ve borçlunun kim­likleri ve adresleri, bankada haczedilen mevduatın (paranın) miktarı, daha sonra birinci haciz ihbarna­mesinin bankaya (üçüncü kişiye) tebliğ edildiği tarih yazılır.

Bundan başka, ikinci haciz ihbarnamesi ile, bankaya, birinci haciz ihbar­namesine yedi gün içinde itiraz etmediği için borcun zimmetinde sayıldığı, (ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren) yedi gün içinde m.89, II'de belirtilen sebeplerle ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edebileceği bildirilir ve itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi istenir (m.89, III c.2).

Az önce belirtildiği gibi, banka, (ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren) yedi gün içinde ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edebilir (m.89, III c.2). Bu itirazın yapılması da, birinci haciz ihbarnamesine itirazdaki gibidir.

Vadeli Mevduatın Haczi


Buraya kadar, bankalardaki vadesiz mevduatın haczini ince­ledik. Vadeli (ve ih­barlı) mevduatın haczi de İİK'nun yukarda incelemiş oldu­ğumuz 89. maddesine göre olur. Burada, va­deli (ve ihbarlı) mev­duatın haczinin arzettiği özellikler üzerinde duru­lacaktır.

Kendisine birinci haciz ihbarnamesi gönderilen banka, borç­lunun vadeli (ve ihbarlı) mevduatı hakkında da yedi gün içinde icra dairesine cevap vermek zo­run­dadır. Bunun üzerine, m.89'a göre, borcun bankanın zimmetinde sayılması halin­de, icra dairesi, va­deli (veya ihbarlı) mevduatın vadesinden (veya ihbar süre­sinden) önce icra dairesine ödenmesini bankadan isteyebilir. Çünkü, borçlunun (müş­terinin) vadeli hesaptaki parasını vadesinden önce çekmek istemesi üzerine, "uygu­lamada tüm bankalar vade defini ileri sürmemekte, talep halinde vadeden önce derhal parayı iade etmektedirler"21. Bu nedenle, bankaların, (müş­terilerine yap­tık­ları gibi) üzerine haciz konulmuş olan vadeli mevduatı, (icra dairesinin talebi üzeri­ne) vadesinden önce icra dairesine de ödemeleri gerekir. Ancak, (m.85 son fıkraya göre) borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar bağdaştırmakla yükümlü olan icra dairesinin, vadesinin gelmesine az bir zaman kalmış olan vadeli hesap­larda, vadenin gelmesini beklemesi uygun olur (karş: m.90).










KARAR

TALEP : Borçlu......nin ..../..../2012 tarihli dilekçesiyle ........Ziraat Bankasındaki hesabına konulan haczin kaldırılmasına ilişkin talebi incelendi.
KARAR : Borçlu ..........her ne kadar .../../2012 tarihli dilekçesi ile icra dosyası üzerinden .....T.C.Ziraat Bankasındaki hesabına konulan haczin İİK.nun 106 ve 110 maddeleri gereğince zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de ;
Her ne kadar borçlunun üçünkü kişilerdeki (bankadaki) alacağı - mevduatı İİK.nun 106/2 maddesi gereğince menkul hükmünde ise ve borçlu talebinde bunun İİK.nun 106 ve 110.Maddeleri gereğince zamanaşımana tabi olduğunu belirtmiş ise de, hacze konu işlem para üzerine konulmuş bir haciz olduğu ve para alacağının satışının mümkün olmayacağı ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince de (Yargıtay 19.Hukuk. Dairesinin 21/03/2008 tarih ve 2008/516 - 2008/2804 E.K. sayılı kararı) para alacaklarının haczinde satış isteme süresinin söz konusu olmadığı açıkça belirtilmekte olup, borçlunun haczin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine, İcra Mahkemesine şikayet yolu açık olmak üzere karar verildi.


İCRA MÜDÜRÜ







T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/25735
K. 2011/4525
T. 24.3.2011
• PARA ÜZERİNE KONAN HACİZ (Yasada Boşluk Olduğundan Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Para Alacakları Yönünden Hacizden İtibaren Paranın İstenmesi İçin Gerekli Azami Süre Olarak Uygulanacağı)
• PARA ALACAKLARINDA SATIŞ İSTENMESİ (Paranın Satılarak Paraya Çevrilmesinin Söz Konusu Olamayacağı - Yasada Boşluk Olduğundan Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Para Alacakları Yönünden Uygulanması Gereği)
• BİR YILLIK AZAMİ SÜRE (Yasada Para Alacağı Üzerine Konulan Haczin Ne Kadar Süreyle Mevcudiyetini Koruyabileceği Yönünde Açıklık Bulunmadığı - Menkul Mallar İçin Öngörülen 1 Yıllık Sürenin Azami Süre Olarak Uygulanması Gereği)
2004/m.106, 110

ÖZET : Alacak ve para, menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK.nun 106.ve 110. maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK.nun l06. maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak uygulanması gerekir.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammm 13.07.2010 tarih, 2010/6976-19136 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre iflas masası vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE;
2) Şikayetçi banka vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
Borçlunun üçüncü kişi Fortis Bank A.Ş. İzmir Ege Ticari Şubesindeki mevduatına 27.07.2006 tarihinde haciz konmuştur. İİK'nun "paraya çevirme" başlığını taşıyan 106 ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankadaki paraya konmuştur. Her ne kadar alacak ve para, menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK.nun 106.ve 110. maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK.nun l06. maddesinde menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak uygulanması gerekmektedir. Somut olayda alacaklı banka, 04.07.2007 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, haczedilen paranın dosyaya gönderilmesi için talepte bulunmuş, icra müdürlüğünce de talep doğrultusunda üçüncü kişiye müzekkere yazılmıştır. Bu durumda alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde paranın istenmesi keyfiyetinin yerine getirildiği görülmektedir. O halde belirtilen nedenlerle mahkeme kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13.07.2010 tarih ve 2010/6976-19136 sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 15,60 TL onama harcı alındığından mahsubuna bakiye, 2,80 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 24.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/2981
Karar No:2015/13263

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahu Başgöz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


Alacaklı tarafından, kesin rehin açığı belgesine dayanılarak, yapılan genel haciz yoluyla takibin kesinleşmesi üzerine takip borçlusunun T.C. Ziraat Bankası'nda bulunan para alacaklarına 12.02.2014 tarihinde haciz şerhi konulduğu, borçlunun 21.08.2014 tarihinde İİK'nun 106. ve 110. maddeleri gereğince haczin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu kararın şikayet konusu yapıldığı, mahkemece takip tarihi dikkate alınarak haciz konulmasının üzerinden menkul mallar için öngörülen 1 yıllık sürenin geçmediğinden bahisle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.


İİK'nun "paraya çevirme" başlığını taşıyan 106 ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir. 02/07/2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin; anılan Kanun'un 106. maddesine göre Kanunun yayım tarihi olan 05/07/2012 tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. 12.02.2014 günlü haciz tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6352 Sayılı Yasa ile değişik


İİK'nun 106. maddesine göre; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir. Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağı taşınır hükmündedir. Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" hükmü yer almaktadır.


Somut olayda; haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil bankadaki paraya konulmuş olup İİK'nun 106. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı menkul hükmünde ise de mahçuz para alacağı için satış söz konusu olmadığından, paranın icra dosyasına celbi talebi satış talebi gibi değerlendirilmelidir.


Bu durumda alacaklı tarafından haciz tarihinden itibaren 6 aylık süre içinde bu paraların istenerek icra dairesine gönderilmesi isteminde bulunulmadığı ve borçlunun haczin kaldırılmasını talep ettiği 21.08.2014 tarihinde 6 aylık sürenin geçmiş olması nedeni ile haciz İİK'nun 110. maddesi uyarınca kalkmıştır.


O halde; mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

B
   T.C.
   YARGITAY
   12. Hukuk Dairesi
                                                                           T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
                                                                                 Y A R G I T A Y   İ L A M I

ESAS NO   : 2021/8798
KARAR NO   : 2022/3018   

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ   : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ   : 09/06/2021
NUMARASI   : 2021/1292-2021/1325
DAVACI   : Şikayetçi     : Sedat Erdönmez
DAVALILAR   : Karşı Taraf : Evkur Finansman Anonim Şirketi, Hüseyin Aslan, Mehmet Akyaz

 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Meltem Duyan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 
  Şikayetçi 3. kişinin, sair şikayeti ile birlikte borçlusu olduğu dosyada alacaklı Ufuk Ahenk'in borcundan dolayı dosya alacağına İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2018/28296 esas sayılı dosyasından, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/15221 esas sayılı dosyasından ve  yine Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2015/5965 esas  sayılı dosyasından konulan alacak hacizlerinin İİK'nun 106-110 gereğince 1 yıl geçtiğinden haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece 3. kişinin şikayetinin reddine karar verildiği, iş bu karar aleyhine istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 09/06/2021 tarih ve 2021/1292  Esas 2021/1325 Karar sayılı kararı ile şikayetçinin İİK'nun 106-110 maddelerine dayalı başvurusunun İİK'nun 363. maddesi gereğince kesin olarak reddine karar verildiği, sair şikayetinin  HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
 Uyuşmazlık, İİK'nun 106 – 110 maddeleri gereğince hacizlerin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi 3. kişi olup, ilk derece mahkemesi kararının  kesin nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun "paraya çevirme" başlığını taşıyan 106 ve devamı maddelerinde taşınır ve taşınmaz malların satış usulü düzenlenmiştir.  Her ne kadar alacak ve para menkul hükümlerine göre haczedilir ise de, bu paranın satılarak paraya çevrilmesi söz konusu olamayacağından satış isteme açısından İİK.nun 106. ve 110.maddelerinin tatbiki düşünülemez. Ancak yasada para alacağı üzerine konulan haczin ne kadar süreyle mevcudiyetini koruyabileceği yönünde bir açıklık bulunmadığından İİK.nun 106.maddesinde menkul mallar için  öngörülen 1 yıllık  sürenin para alacakları yönünden hacizden itibaren  paranın istenmesi için gerekli azami süre olarak kıyasen uygulanması ile birlikte paranın icra dosyasına celbi talebinin, satış talebi gibi değerlendirilip buna göre inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir.
 O halde, Bölge Adliye Mahkemesince İİK'nun 106-110 gereğince işin esasının incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir.
   

ESAS NO   : 2021/8798
KARAR NO   : 2022/3018

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 09/06/2021 tarih ve 2021/1292 Esas 2021/1325 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre şikayetçinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Benzer Konular (10)

946

Yanıtlar: 3
Gösterim: 6026