SIRA CETVELİNE İTİRAZ VERGİ ALACAĞI

Başlatan Deniz034, 14 Nisan 2016, 20:13:17

« önceki - sonraki »
avatar_Deniz034
Hukuk Genel Kurulu 2008/19-161 E., 2008/213 K.

SIRA CETVELİNE İTİRAZ
VERGİ ALACAĞI
2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 100 ]
2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 101 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "sıra cetveline itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Araç İcra Mahkemesi)'nce şikayetin reddine dair verilen 31.01.2007 gün ve 2006/13-2007/2 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 27.09.2007 gün ve 2007/4412-8194 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde ilk sıraya alınan davalı Vergi Dairesi'nin haczinin müvekkilinin haczinden sonraki tarihli olduğunu, bedeli paylaşıma konu taşınmazın aynından doğmayan vergi alacağının ilk sırada yer alamayacağını ve vergi borçlusu şirkete başvurulmadan şirket yetkilisi hakkında haciz işlemi uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Hazine temsilcisi, dava dışı borçlunun gerçek usulde vergi mükellefi olduğunu ve geçmiş dönemlerden vergi alacağı bulunduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İcra Mahkemesi'nce davalı Vergi Dairesi'nin bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde haczi bulunduğu, bu itibarla ilk hacze iştirak edebileceği; davacının dördüncü sırada yer alması nedeniyle davalı yararına garameten yapılan paylaştırma neticesinde sıra cetvelinin iptalinin sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Şirket ortak ve yöneticilerinin, şirketin vergi borcundan sorumluluğu hususu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinde bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine davalı yanca konulan haczin dayanağının, taşınmaz sahibinin ortağı olduğu limited şirkete ait vergi borcu olduğu; davalı idarenin bu alacağın tahsili için şirket hakkındaki yasal işlemleri tamamlamadığı, bir başka ifade ile şirketin aciz halinde olduğunun tespiti bağlamında yeterli girişimde bulunmadığı; diğer yandan da dava dışı borçlu İbrahim aleyhine takibata başlanmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu iki husus belirlenmiş; şirketin aciz halinde olduğunun davalı yanca belgelenmediği ve dava dışı borçlu hakkında usulüne uygun biçimde icra takibine girişîlmediği açıklanmıştır.

Diğer taraftan sıra cetveline itiraz davalarında dava sonucundan yalnızca sıra cetveline itiraz eden kimse yararlanır.

Bu durumda mahkemece davalı Vergi Dairesi'nin bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerindeki haczinin geçersizliği, sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklıların herhangi bir itirazının bulunmadığı ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde gösterdiği alacak tutarı da dikkate alınarak bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Şikayetçi vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, şikayet yoluyla sıra cetveline itiraza ilişkindir.

Şikayetçi vekili dilekçesinde; dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde ilk sıraya alınan davalı Vergi Dairesi haczinin sonraki tarihli olduğu, bedeli paylaşıma konu taşınmazın aynından doğmayan vergi alaca ğının ilk sırada yer alamayacağını, taşınmaz maliki borçlular hakkında Vergi Dairesi'nin geçerli bir takibi olmadığı, vergi borçlusu şirkete başvurulmadan şirket yetkilisi hakkında haciz işlemi uygulanmasının haksız olduğu iddiasıyla, sıra cetveline itirazla, birinci sıradaki alacağın sıra cetvelinden çıkarılarak, sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesini istemiştir.

Davalı Hazine temsilcisi, dava dışı borçlunun gerçek usulde vergi mükellefi olup, geçmiş dönemlerden vergi borcu bulunduğunu, yapılan işlemin doğru olduğunu, ifadeyle davanın reddini savunmuştur.

İcra Mahkemesi'nce, davalı Vergi Dairesi'nin bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde haczi olup, ilk hacze iştirak edebileceği, davacının dördüncü sırada olması nedeniyle davalı yararına garameten yapılan paylaştırma neticesinde dahi sıra cetvelinin iptalinin sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire'ce hüküm başlıkta yer alan gerekçelerle sonuçta "...mahkemece davalı Vergi Dairesi'nin bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerindeki haczinin geçersizliği, sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklıların herhangi bir itirazının bulunmadığı ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinde gösterdiği alacak tutarı da dikkate alınarak bir karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkeme, istemin salt sıra cetvelindeki sıralamaya itiraz olarak ele alınıp, görevli olunduğunu kabulle yargılamanın yapıldığını, ilk kararda varılan sonucun bu çerçevede doğru olduğunu, Özel Daire'ce de göreve ilişilmediğine göre talebin bu şekilde değerlendirildiğini, İcra Mahkemesi olarak itiraza konu sıradaki alacağın gerçekte varlığı ya da geçerliliğinin tartışılamayacağını, salt sıralamanın yerindeliğinin değerlendirildiğini, inceleme alanı ile sınırlı olarak verdiği kararın doğru olduğunu, aksi halde görevli olmayacağını, ifadeyle direnmiştir.

Hükmü temyize davacı vekili getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dilekçesinin içeriğine göre istemin hukuki nitelikçe ne olduğu ve sıra cetvelindeki sıralamanın yerinde olup olmadığı noktasındadır.

Şikayetçi vekili öncelikle sıra cetvelinde birinci sırada yer alan haczin geçersizliğini, dolayısıyla sıralamada yer almaması gerektiğini ileri sürmüş; ayrıca geçerli kabul edilse bile taşınmazın aynından kaynaklanan vergi borcu olmadığından yine sıralamada birinci sırada yer alamayacağını, şayet borçlulara şirket ortağı olmaları nedeniyle haciz uygulanmışsa bunun da geçersiz olduğunu, iddia etmiştir.

İstek, bu şekliyle İcra Müdürlüğü işlemini şikayete ilişkin olup, istekli sıra cetvelinde ilk sırada yer alan alacaklıya itiraz ederken kendi sırasına da itiraz etmiştir.

Sıra cetvelinin düzenlenmesinde gözönüne alınması gereken ilk husus, icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin varlığıdır. Bu şartların bulunması halinde takibe konu alacağın niteliğine göre sıra cetvelindeki yerinin doğru olmadığı iddia olunmuşsa, itiraz etmeyenleri etkilememek kaydı ile önce sıralamaya itiraz edenin ve itiraz edilen sıranın yerindeliğinin denetimi yapılacaktır.

Somut olayda; Araç İcra Müdürlüğü'nün 2005/119 esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, birinci sırada yer alan alacaklı Araç Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün borçlu İbrahim hakkında 15.954 YTL borç için 01.02.2006 tarihli haczinin dayanağını teşkil eden takip taşınmaz malikleri gerçek kişiler hakkında olmayıp, şirket aleyhinedir. Dolayısıyla gerçek kişilerin kişisel sorumluluklarına yönelik bir takip bulunmamaktadır.

Nitekim, "Haciz şerhi konulmasına ilişkin" Araç Mal Müdürlüğü'nün Tapu Sicil Müdürlüğü'ne muhatap "01.02.2006 tarih ve 2900/93 sayılı" yazısında aynen; "Mal Müdürlüğümüz 1400005229 numaralı mükellefi Hakkı oğlu İbrahim'in muhtelif yıllardan toplam 15.954.00 YTL borcu bulunmaktadır. Mükellef adına Dairenizde bulunan menkul, gayrimenkul veya istihkak olarak tüm mal ve alacaklarına 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 6, 62, 79. maddeleri gereğince Dairemize olan borcu karşılığı haciz konularak tarafımıza bilgi verilmesi" ifadesine yer verilmiş ve kişisel borçtan söz edilmiş ise de taşınmaz maliki hakkında alacaklı Araç Mal Müdürlüğü'nün herhangi bir takip işlemi olmadığı gibi, adı geçenin ortağı bulunduğu şirket hakkındaki dosyada da ortak olması nedeniyle haciz uygulanmasına ilişkin bir değerlendirme bulunmamaktadır. Bu şekliyle, dayanak teşkil edecek usulünce yapılmış bir takip işlemi olmadan yazılan bahse konu yazıya istinaden tapuya haciz şerhi düşülmüş olması ve buna dayanılarak bu alacağa, kişisel ya da şirket borcu nedeniyle hakkında takip bulunmayan paylaşıma konu taşınmaz maliklerinin, borçlusu bulundukları Araç İcra Müdürlüğü'nün 2005/119 esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde birinci sırada yer verilmesi olanaklı değildir.

Sonuç itibariyle, bedeli paylaşıma konu taşınmaz maliki kişiler hakkında bir takip olmadığı gibi, geçerli bir haciz işlemi de olmadığından Araç Mal Müdürlüğü'nün haczinin sıra cetvelinde olması ve birinci sırada yer alması doğru olmayıp; sıra cetvelinden çıkarılması gerekir.

Mahkemece yapılacak iş; davalı Vergi Dairesi'nin bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerindeki haczinin geçersizliği ve sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklıların herhangi bir itirazının bulunmadığı dikkate alınarak şikayetin kabulü ile, şikayete konu alacağın sıra cetvelinden çıkarılması suretiyle bir karar vermek olmalıdır.

Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek inceleme yetkisinin sınırlı olduğu ve taşınmaz maliklerinin borçlu sıfatını taşıdıkları bir takip ve geçerli bir haciz varmış gibi, garameye tabi tutulacağından ve bu nedenle sonucun değişmeyeceğinden bahisle direnilerek şikayetin reddine karar verilmiş olması, açıklanan hususlar ve talebin niteliğine göre usul ve yasaya aykırıdır.

Açıklanan hususlardan dolayı direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05.03.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.
''Adalet suçu suçluyu değil, sonuna kadar masumiyeti aramaktır''

Benzer Konular (10)

3636

Yanıtlar: 0
Gösterim: 2591

3187

Yanıtlar: 0
Gösterim: 7863